I. Dünya Savaşı’nın
bitiminden bu yana yeni ve tehlikeli bir dünya düzeni ortaya çıktı. Savaşta
kazanan devletler dünyanın kendi egemenlikleri altında kalması ve tüm dünyayı
köleleştirebilecekleri bir güce sahip olabilmeleri için zorunlu olan tüm
icraatları gerçekleştirdiler. Emperyalizm ve sömürgecilik en çirkin yüzü ile
barizleşti. İngiltere, Fransa ve beraberlerindeki bazı ülkeler Afrika ve Asya
kıtasının tümü üzerinde nüfuzlarını yaydılar. Oraları demir yumruklarla
yönettiler, servetlerini yağmaladılar, halklarının tabiatlarını değiştirdiler.
Kültürlerinin, ilke ve ideolojilerinin büyük bir kısmını yok ettiler. Yine
Sovyetler Birliği nüfuzunu Orta Asya ülkeleri olan Azerbaycan’a, Ermenistan’a,
Gürcistan’a, balkan ülkelerine yaydı ve baskıcı komünist sisteme onları boyun
eğdirdi. Nüfuzunu yaydığı bölge halklarını iradesine boyun eğdirdi, dillerini,
dinlerini ve değerlerini değiştirdi ve pas tutmuş komünizm tekerleğinin dişlisi
hâline getirdi.
Dünyayı İngiltere
ve Fransa’nın sömürgesinden ve Sovyet Rusya’nın baskısından kurtaracak herhangi
bir sistemin ortaya çıkmasına engel olmak için küresel sistem devletleri her
türlü önlemi aldılar. Yani, dünyaya yönetişim, ekonomi, politika ve değerler
için başka bir model sunma yeteneğine sahip ve tüm dünya tarafından adaleti,
yüksek değerleri ve halkına iyi muamelesi ile bilinen tek sistem olan İslâm Hilâfet
sisteminin geri dönmemesi için her bir izi ve imkânı ortadan kaldırdılar. İslâm
dünyasını param parça ettiler ve sömürgecilerin çıkarlarını korumak için son
derece profesyonel olarak seçilen ajanları buralarda görevlendirdiler. Bunlar
aracılığıyla siyasi İslâm’a karşı kuvvetli bir savaş verdiler. Râşidî Hilâfet
Devleti’nin tekrar dönmesi hususunda sadece fikir beyan eden kimseye dahi hemen
baskı uyguladılar. Zalim küresel sistemin yok edilmesinde zati bir güce sahip
olan İslâm Hilâfet Devleti’nin yeniden kurulmasından Müslümanları
uzaklaştırmakta önemli bir eksen olarak Filistin’de bir Yahudi varlığının
kurulması için İngiltere, Fransa, Rusya ve müttefikleri büyük bir hırs
gösterdiler.
II. Dünya Savaşı
geldiğinde dünya halklarından 40 milyondan fazla kişinin hayatına mal oldu ve
küresel sistemde köklü bir değişiklik olmadı. Dünya üzerindeki egemenlikte
Avrupa’nın yerini Amerika aldı, dünyayı sömürdü ve servetlerini yağmaladı.
Sovyetler Birliği ise nüfuzunu sadece doğu Avrupa’ya genişletmekle kaldı.
Bundan sonra geriye yeni dünya düzeninin kendisi ile rekabet edecek, meydan
okuyacak veya Amerika ve Rusya dışında dünyanın geleceğine müdahalede bulunacak
herhangi bir devletin ortaya çıkmasının engelleme endişesi kaldı. Dolayısıyla
bu endişe esasına göre nüfuz bölgelerinin paylaşılması, içinde İngiltere ve Çin’in
de yer aldığı bir başka küresel gücün ortaya çıkmasının engellenmesi hususunda
kuvvet, para ve silah devi Amerika ile Sovyetler arasında 1961 yılında Viyana’da
bir buluşma gerçekleşti. Ancak burada önemli olan kapitalizm ve sosyalizmden
meydana gelen beşerî ideolojilere muhalif bir ideolojiye, sisteme ve değerlere
sahip olan İslâm’ın bir güç olarak ortaya çıkmasına engel olmaktı.
1991 yılından sonra
ise Amerika küresel sistemin liderliğini tek başına eline aldı ve demir
yumrukla dünyayı avucunda tuttu. Doğu Avrupa, eski Sovyetler Birliği ve Afrika’da
yeni devletlerin ortaya çıkmasının ardından dünya siyasi haritası yeniden
düzenlendi. Bunun ardından geriye en büyük tehlike olarak global kapitalist
sistemle temsil edilen küresel maddi sistemle tümüyle çelişen değerleri ile;
bir ideolojiye ve sisteme sahip olan bir devletin ortaya çıkması tehlikesi
kaldı. Ki bu tehlike Râşidî Hilâfet Devleti ile temsil edilen ve tüm dünyayı
Amerika ve zalim kapitalizmden kurtaracak olan İslâm’dan başkası değildi.
2008-2010 yılları
arasında tüm dünyayı kasıp kavuran finans krizinin hemen ardından Arap
ülkelerindeki insanlar ayaklandığında, zulmün kaldırılması ve değersiz maddi
sisteme ait değerlerden kurtulmak için İslâm topraklarındaki halklarda kesin
olarak kendisini gösteren birtakım işaretler ortaya çıktı ve İslâm nizamının
yeniden hayat bulma arzuları arttı. Bunun üzerine küresel sistem demir
yumruğunu kullanarak ayaklanmaları boşa çıkarmada ısrar etti. İnsanların yüz
çevirmeleri, İslâm nizamının geri dönmesini istememeleri için İslâm’ın
görünümünü farklı yollarla karaladı. Suriye, Libya ve Yemen’de öldürme, göçe
zorlamaları yaydı. Mısır ve Suud’da şiddete ve baskıyı kullandı. Bununla
birlikte, görünen gerçek, başlangıç itibarıyla insanların hareketliliği iki yıl
boyunca güçlü bir şekilde ortalığı kasıp kavuran finans krizi sebebiyle Amerika’nın
başını çektiği küresel sisteme ait aşamanın zayıf olduğu bir zamanda geldi. Amerika
bir miktar kendine geldiğinde ise hemen eski haline dönerek harekete geçti ve tekrar
karşı baskı kurdu, silah ve uşaklarının baskısıyla ayaklanmaları boşa çıkardı.
Amerika’nın haksız
dünya düzeni, sistemi güçlü ve canlı olduğu, demir yumruğu var oldukça ve eli
de güçlü bir şekilde uzandığı sürece, herhangi bir devletin veya rejimin veya
halkın kendisi ile rekabet etmesine veya meydan okumasına hatta etkili olmasına
dahi kesinlikle izin vermeyeceği mesajını dünyaya taşımaktadır. Gözü ve
kulağıyla, işitmesi ve duymasıyla ve casuslarıyla en üst seviyede İslâm
dünyasına odaklandı. Düşünürleri ve siyasilerinin dedikleri gibi vakti zamanı
geldiğinde ortaya çıkacak canlı ve güçlü bir fikre sahip, değişime elverişli
tohuma odaklandı.
İster üretilmiş
olsun isterse ortaya çıkmasının ardından kullanılmış olsun isterse muayyen
cihetler tarafından kullanılmış olsun insanlardan birçoğuna göre bu korona
salgınında Amerika’nın rolü olduğu, birinci sırada rakibi olan Çin’i ve Avrupa’ya
karşı kullandığı ve bu küresel öldürücü krizde kirli ellerini kullandığına dair
bir kanaat bulunmaktadır.
Bugün dünyanın korona
virüsünün hızlı bir şekilde yayılmasıyla birlikte küresel kapitalist sistemin
hızlı bir şekilde yıkıma aday olduğu ortaya çıkmıştır. Zira kapitalist sistem
reel sermayenin kat kat üstünde sanal bir paranın varlığı nedeniyle iç
krizlerle karşı karşıyadır. Finans üzerine kurulu olan finans ekonomisi reel
ekonomik gelişme ile irtibatlı değildir. Devletlerin, bireylerin ve kurumların
omuzlarına yüklenen borçlar, birbirini takip eden yıkımlar zincirine liderlik
edebilmesi için koronavirüsü gibi tek ve güçlü bir krizin varlığına muhtaçtır.
Aynı dönemde gerçekleşecek olan ekonomik ve finansal yıkımı, güçlü küresel
sistemin parçalanması takip edecektir. Bu işlem o kadar kısa süre içerisinde
gerçekleşecek ki şirketler ve finansal kurumlar, taksitli faiz ödemelerinden
beslenen bankalara olan borçlarını ödemekten aciz kalacaklardır. Havayolu ve
deniz nakliye şirketleri, oteller, lokantalar, petrol rafinerileri, otomotiv
sanayisi ve daha birçok sektör borçlarının faizlerini dahi ödeyemeyecektir. Bu
duru ise bankaların çökmesine ardından da hükümete olan vergilerini
ödeyememelerine yine bunun devamı olarak da bankalara olan asıl borçlarını ödemekten
aciz duruma düşmeleri gibi bir dizi sıkıntıya neden olacaktır. İşte bu kriz,
kapitalist sistemin içinde gizli bulunan zafiyeti, yalan ve kuruntu üzerine
kurulu olan finans ekonomisi sisteminde gizli olan tahribatı açığa
çıkartacaktır. Yine buna bağlı olarak Amerika başta olmak üzere küresel
sistemin parçalarını birbirine yapıştıran madde, bu sistemi ve tutanaklarını birbirine
bağlamaktan aciz kalacak ve zafiyetinin ardından parçalanmasına, parçalanmanın
ardından da çökmesine liderlik edecektir. Sömürgeciliğe dayalı görevlerini
yerine getiremeyecektir.
Bu nedenledir ki
baskıcı uluslararası koşullar altında tek kutuplu kapitalist dünya düzeninin
çöküşüyle aynı zamana denk gelen ve Amerika tarafından kontrol edilen dünya
düzeninin çöküşünün başlamasıyla, Hilâfet Devleti’nin kurulması için
bugünkünden daha uygun bir fırsat bulunmayabilir. Yapmacık bir yöntemle olsa
dahi Amerika ve müttefikleri çöküşün ortaya çıkmasını engellemek ve geciktirmek
için birtakım kasıtlı operasyonlar yaptıkları müddetçe bu türden bir çöküşün
olması zordur. Ancak Amerika ve müttefiklerinin anlık enerjilerini silip
süpürecek, çöküş ile finans ve ekonomik destek arasında engel olacak bir
faktörün bulunması hâlinde hiç şüphesiz bir şekilde çöküş gerçekleşir. Şu anda
ise kim tarafından ve ne şekilde ortaya çıktığına, arkasında kimin var olduğuna
bakmaksızın çöküşün ortaya çıkması için bu doğrudan sebep ve faktör korona
krizinin içinde bulunmaktadır. Önemli olan şu anda var olan küresel ortamdır. Katerina
fırtınası ve Irak savaşından sonra 2008 yılında olduğu gibi kuvvetli bir
yıkımın ortaya çıkması için küresel ortam hazırdır.
İşte bu durum Hilâfet
Devleti’nin kurulması ve dünyaya hakim olan güçlerden gelecek öldürücü darbe
ile karşılaşmadan devam etmesi için uygun olduğunu söylediğimiz ortamın tam da
kendisidir. Şu anda ise iş değişim iradesini elinde bulunduranlara kalmıştır.
Değişim metodu ve değişim araçları, yeryüzünün halifeleri olması, ayakları
sabit basması ve korkudan uzak güven içinde olması için Allah’ın vaadinin
gerçekleştirecektir. Allah’ın vaadini gerçekleştirecek güçlere sahip olmayı
Allah’tan diliyoruz.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış