YAHUDİ VARLIĞI “İSRAİL” ASKERİNDEN SKANDAL GÖBEK DANSI

Editör



“İsrail”li askerlerin, Filistinli tutukluları küçük düşürmeye yönelik eylemlerine bir yenisi daha eklendi. Son olarak YouTube’da paylaşılan bir videoda bir “İsrail” askeri, elleri ve gözleri bağlı bir Filistinli kadının etrafında Arap müziği eşliğinde dansöz gibi dans ederken görülüyor. Bu görüntüyü kayda alan diğer “İsrail”li asker ise tezahürat yaparak olaya eşlik ediyor.

Skandal videoyu “İsrail”in Kanal 10 televizyonu yayınladı. “İsrail” Savunma Bakanlığı ise bu görüntünün ortaya çıkmasının ardından konuyla ilgili soruşturma açtıklarını duyurdu.

“İsrail” askerleri geçtiğimiz aylarda da Filistinli tutuklulara davranışları dolayısıyla soruşturmalarla ve hatta cezalarla karşı karşıya kalmıştı.

Son olarak Ağustos ayında Eden Abergil isimli askerin, elleri ve gözleri bağlı Filistinli askerlerin yanında çektirdiği fotoğrafları sosyal paylaşım sitesi Facebook sayfasında yayınlaması büyük tartışma yaratmıştı.

Hürriyet - 06.10.2010

KD: Yahudilerin, İslam Topraklarını kirleten necisten başka bir şey olmadığı her yaptığı harekette kendini göstermektedir. Her ameli onun sonunu yaklaştırmakta, Müslümanların kinini arttırmakta ve vereceği hesabı daha da kabartmaktadır. 

***

ABD, İNSANSIZ UÇAKLARIYLA PAKİSTAN’I VURMAYA DEVAM EDİYOR

ABD’nin insansız uçakla Pakistan'ın Kuzey Veziristan aşiret bölgesinde dün düzenlediği 2 ayrı füze saldırısında 9 kişi öldü.

İsimleri gizli tutulmak koşuluyla açıklamada bulunan Pakistan istihbarat yetkilileri, ABD’nin Kuzey Veziristan aşiret bölgesindeki Mir Ali Kenti’ne bağlı Maçi Hel Köyü’ne düzenlediği ilk saldırıda, insansız uçaktan atılan füzenin bir araca isabet etmesi sonucu 3 kişinin öldüğünü belirtti. İstihbarat yetkilileri, bu saldırıda ölenlerin kimliklerinin belirlenemediğini, ancak saldırının yapıldığı köyün, Afganistan Talibanı ile Pakistanlı yerel militanları barındırdığının bilindiğini söyledi.

Başka kaynaklar, bu saldırıda ölenler arasında Pakistan Talibanının en çok aranan liderlerinden Hafız Hüseyin’in de bulunduğunu ileri sürmüşlerdi.

ABD’nin düzenlediği ikinci saldırıda yine Mir Ali Kenti’ne bağlı Aziz Hel Köyü’nde bir evin isabet aldığını belirten istihbarat yetkilileri, bu saldırıda militan olduğundan şüphelenilen 6 kişinin öldüğünü kaydetti.

ABD, son iki ayda Pakistan’ın kuzeybatı bölgesinde Taliban ve El Kaide hedeflerine yönelik saldırılarını artırdı. Pilotsuz uçaklar bu ay bölgede şimdiye kadar 17 saldırı düzenledi. Washington yönetimi, saldırılar ve saldırılarda kimlerin hedef alındığı konusunda açıklama yapmıyor. Pakistanlı yetkililer ise ülke egemenliğinin ihlali olarak gördükleri saldırılara karşı çıkıyor, ancak İslamabad yönetiminin saldırılar için CIA’ye yardım ettiğini düşünüyor.

ABD insansız uçaklarınca Pakistan’ın aşiretler bölgesinde yılbaşından beri düzenlenen 50’ye yakın saldırıda 220’den fazla kişi öldüğü, 2008 yılından bu yana ise toplam 110 saldırıda 1000’den fazla kişinin öldüğü ifade ediliyor. ABD’nin Pakistan topraklarına düzenlediği saldırılar, kamuoyunda Amerika karşıtı tepkilere yol açıyor.

AA - 16.10.2010

KD: Kâfir Amerika, İslam’ın kıyamını geciktirebilmek için kendisine hedef seçtiği beldelerdeki savaşını aralıksız devam ettirmektedir. ABD, kendisine terör tehdidi olarak sadece İslam’ı ve Müslümanları görmekte ve kendi avenelerine de Müslümanlarla yaptığı savaşı teröristlerle yapmış olduğu bir savaşmış gibi göstermelerini emretmektedir. ABD, yapmış olduğu savaşı, müttefiki ilan ettiği Türkiye ile meşrulaştırıyor, Türkiye ise Müslümanlara karşı savaşan ABD’ye bu desteği vermekten geri durmuyor… 

***

ÖZBEKİSTAN’DAN BİR MEKTUP

es-Selamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakatuh,

Sizlere Özbekistan’daki mevcut otoritenin bizlere yapmış olduğu takibat, hapsetme ve çoğu zaman ölüm derecesine varan işkence gibi muamelelerin sadece bir kısmını gönderiyorum. Hizb-ut Tahrir’li olmamızdan dolayı bize yapılan bu muamele sadece bizlerle sınırlı değildir. Bilakis İslam daveti için çalışan herkesi kapsamaktadır. Şu an itibarıyla Özbekistan hapishanelerinde hiçbir şiddet eyleminde bulunmamasına rağmen sadece Hizb-ut Tahrir’den dolayı yatanların sayısı yaklaşık 8.000’e ulaşmıştır.

Bu Özbekistan rejiminin zulmü, diğer mevsimlere göre yazın daha çok şiddetlenmektedir. Nitekim bu yaz başında önceki sorumluların tutuklanmasının ardından belirlenen yeni yardımcıların hepsi tutuklandığı gibi aktif şebabımızın çoğu da tutuklanmıştır. Bu tutuklamalar ise başkent Taşkent, Vadi Fergana, Andican ve Özbekistan’ın diğer vilayetlerinde meydana gelmiştir.

Şebabımızın birçoğu sırf tutuklanmamak ve gittiği yerde çalışmak için ülke dışına çıkmaktadır. Ancak bu halde bile otoritenin adamları, ülke dışına çıkanları takip etmekteler ve casusluk yapmaktalar. Bu günlerde, bu mübarek Ramazan ayında bile otoritenin adamları, ülke dışına çıkanları sormaktalar ve bulamadıkları zaman akrabalarını alarak evlatlarının nereye gittiklerini öğrenmek için onları merkezlerinde alıkoymaktalar ve evlatları dönünceye kadar onları tutuklamakla tehdit etmektedirler. Hatta bazıları baygın düşünceye ve yaşlılar yorgunluktan yere yığılıncaya kadar onlara acımasızca ve vahşice muamele etmekteler.

Hatta otorite, su, doğalgaz idaresinde çalışan memurları ve Mahalli Şura Meclisi’nin erkek ve kadın üyelerini cezaevinde yatan mahkûmların ailelerinin nafakalarını nereden temin ettiklerini, nereden yiyip-içip giyindiklerini ve nasıl yaşadıklarını öğrenmeleri için ajanlık yapmakla görevlendirmektedir. 

Mahkûmiyet süreleri biten mahkûmların “Hizb-ut Tahrir” ile çalışmayı terk etmesi ve hizbe karşı ajanlık yapmak üzere otorite ile birlikte çalışması için onlarla pazarlık yapmaktalar. Bunu reddeden şebaba da “Seninle hala işimiz bitmedi” diyerek ona ek olarak üç yıl hapis vermekteler. Bu ek süreyi geçirdiği halde serbest bırakılmayıp tekrar pazarlık yaptıkları şebab bile vardır.

İşte Özbekistan’daki mevcut otoritenin hali budur. Buna rağmen bizler, onun zulmü karşısında zinhar durmayacağız, bu otoriteyi değiştirmek için şer’î çalışmamıza devam edeceğiz, Allah’ın, beldemiz ve diğer İslam beldelerindeki kardeşlerimizin yardımı sayesinde Allah aramızda hükmedinceye kadar sabredeceğiz. Şüphesiz Allah, hâkimlerin hâkimidir!

www.islamdevleti.org - 04.09.2010 

KD: İslam’a ve İslam’ın hâkimiyetine davet eden Müslümanlara yapılan bu zulümler, Allah’ın izni ile zaferin yakın olduğunu bizlere hatırlatmakta. Ancak bize düşen ise kardeşlerimize yapılan zulümlerin son bulması ve İslam’ın nurunun ve adaletinin hâkim olması için yapılan mücadeleleri daha da hızlandırmak. 

***

SİYONİSTLER CAMİ KUNDAKLADI KUR’AN-I KERİM’İ ATEŞE VERDİ

Siyonist “İsrail”lilerin Batı Şeria’da Müslümanlara ait bir camiyi kundakladığı, içindeki Kur’an-ı Kerimleri ateşe verdiği belirtildi.

İşgalci “İsrail”liler Müslümanların kutsallarına yönelik saldırgan tavırlarından geri durmuyorlar. Yahudiler yine Batı Şeria’da bir camiyi kundakladı ve duvarlarına İbranice küfür yazdı.

Olay, Beytüllahim yakınlarındaki Beyt Feccar Köyü’nde meydana geldi. Köy halkı, camiye giren kundakçıların bazı Kur’anları ve cami halısını yaktıklarını söylediler. “İsrail” polisi olayı soruşturduklarını açıkladı ancak kimden şüphelendiklerini belirtmedi.

Dün de Ürdün nehri batı yakasında bir Filistinli genç ırkçı “İsrail” rejimi askerlerinin açtığı ateş sonucu hayatını kaybetmişti.

Bir süre önce Arap Birliği bir bildiri yayınlayarak Siyonistlerin Kudüs’ü Yahudileştirme ve Filistinlileri göçe zorlama çalışmaları hususunda uyardı.

Öte yandan bölgede temaslarını sürdüren Amerika’nın Ortadoğu özel temsilcisi George Mitchell, Kahire’de yaptığı açıklamada hem “İsrail” hem de Filistinlilerin, kendisinden doğrudan görüşme zemini oluşturmak için dolaylı müzakereleri devam ettirmesini istediklerini belirtti.

İlke Haber Ajansı - 04.10.2010

KD: Yahudi varlığı bu küstahça ve korkusuzca tavırlarını Müslümanların gözleri önünde sergilemekten geri durmuyor. Hâlbuki Hilafet Devleti’nin var olduğu ve Müslümanların İslam ile izzetli olduğu dönemlerde başını kaldırıp yukarıya bakamayacak derecede korkmaktaydı…

***

HİZB-UT TAHRİR, KUR’AN’IN YIRTILMASINI DEĞERLENDİRDİ

Yahudilerin Kur’an-ı Kerim’i yırtmasını değerlendiren Hizb-ut Tahrir, bu durumun Yahudiler için şaşılacak bir durum olmadığını açıkladı. 

Dün bir grup yahudinin Kudüs Kenti’nde Kur’an-ı Kerim nüshalarını yakmasının akabinde Filistin’de bulunan Hizb-ut-Tahrir, sitesinde “Bu, Kuran-ı Kerim’in kendilerini ‘iman edenlere karşı en fazla düşmanlık edenler’ olarak tanımladığı bir topluluk için şaşılacak bir olay değildir” ifadelerini kullandı.

Siteden yapılan açıklamada ayrıca, “Bu suç, öncekileri de sonrakileri de daima İslam’a ve Müslümanlara düşmanlık etmiş, Allah Rasulü’nü öldürmek için komplo kurarak yemeğinin içine zehir koymuş, Allah’ın fazlından Müslümanlara bahşettiği şeylerde çekememezlik göstermiş ve halen de Allah Rasulü’nün İsra ve Mirac’ı gerçekleştirdiği toprakları işgal etmeye devam eden bir topluluk için hiç şaşırtıcı değil” ifadeleri yer aldı.

Kur’an-ı Kerim’in yırtılması olayı üzerine hâlâ devam eden müzakere turlarını kınayan Örgüt, iktidara karşı şiddetli bir hücum başlattı. Örgüt, Ümmeti, sırtına binmiş rejimlerin kökünü kazımaya, İslam Hilafeti’ni tekrar kurmaya, Yahudilerin Kutsal Topraklardaki varlıklarını sona erdirmeye, mukaddesatına sahip çıkmaya ve şeytanın vesveselerini kâfirlerin kulaklarından silmeye davet etti.

İsra Haber - 16.09.2010

***

HİZB-UT TAHRİR’DEN MİLLETVEKİLLERİNE DAVET

Eylül ayı başında iftar yemeği ile gündeme gelen Danimarka Parlamentosu şimdi de Hizb-ut Tahrir tarafından gönderilen bir konferans daveti ile gündemde. Danimarka Parlamentosu’nda Milletvekillerine Hizb-ut Tahrir örgütü tarafından gönderilen bir konferans davetiyesi sinirleri bozdu.

Hizb-ut Tahrir tarafından düzenlenen ve “Batıda İslam’ın Durumu” adlı konferansa Danimarkalı Milletvekilleri de davet edildi. Konferansta tartışılacak konular arasında “İslamî Mücadelede Kadının Rolü” ve “Batılı Yaşam Stilinin Müslüman Kadının Kurtuluşu Olduğu Düşüncesi İle Hesaplaşma” gibi alt başlıklar da bulunuyor.

Davetiyeyi alanlardan biri olan Sosyalist Halk Partisi Kadın-Erkek Eşitliği Sözcüsü Pernille Vigsö Bagge, davetiyeyi alınca şoke olduğunu ve çok kızdığını belirterek, davetiyeyi Batılı değerlere ve özgürlüklere yapılmış bir hakaret olarak yorumladığını söyledi. Vigsö Bagge,”Boşuna bir çaba içerisindeler, ülkemizdeki kadınlar elde ettikleri sosyal hakları bırakmaya hiç niyetli değiller, Hizb-ut Tahrir’in cehennemin dibine kadar yolu var.” dedi.

 Haber Gazetesi - 21.09.2010

KD: Kendi fikirlerinin doğru olduğuna körü körüne inan Batılılar, fikir özgürlüğüne inandıklarını iddia etseler de farklı görüşlere tahammülleri yoktur. Hele ki bu görüşler İslam’ın, insan fıtratına en uygun olan dosdoğru fikirleri olduğunda, kinleri ağızlarından taşar hâle gelmektedir, kalplerinde ise daha fazlasını barındırırlar…

***

MISIR’DA ÜNİVERSİTE KAPISINDA TÜRBANLI KIZLARA COPLU DAYAK!

Mısır’ın Zakazik Vilayetinde El-Ezher Üniversitesi İslamî Araştırmalar Fakültesi Bölümü’nün kapısında 10 Ekim’de çekildiği iddia edilen görüntülerde görevli yüzbaşı polis, aranmayı reddeden bir grup türbanlı kız öğrenciyi tekme tokat dövüyor.

Şiddetten payını alan 22 yaşındaki Sümeyye Şerif’in beyin kanaması geçirdiği, diğer bir öğrencinin de kolunun kırıldığı belirtiliyor. Olayla ilgili görüntüler Facebook’da ve diğer video paylaşım sitelerinde yayınlandı.

DHA - 15.09.2010

KD: İslam Beldeleri’ndeki uşak yöneticiler ve onların zalim iktidarları yüzünden Müslümanlar hem kâfirlerden zulüm görmekte hem de kendi halkından olan güvenlik güçlerinden zulüm görmekte… İslam’ın hâkim olmadığı bir yerde Müslüman Müslüman’a zulüm edebilmekte. Ümmet’in içinde bulunduğu durumun en acı göstergesi bu. Kurtuluşumuz olan İslam’a ve onun yönetimine can pahasına ihtiyacımız var.



Yorumlar

    Henüz yorum yapılmamış

Yorum Yaz