Bugün burada, sizlerin huzurunda
konuşuyor olmak benim için büyük bir onur…
Anadolu toprakları; asırlar boyunca
İslâm ümmetinin adalet ve azametle yönetildiği topraklardır.
Fakat aynı zamanda Hilâfet’in ilga
edildiğinin ilan edilişi de şu an bulunduğumuz noktaya çok yakın bir yerde
gerçekleşmiştir.
Bu konferans göstermektedir ki HİLÂFET
fikri asla ve asla ilga edilemez.
Çünkü HİLÂFET mefhumu direkt olarak
İslâm akidesi ile bağlantılıdır.
Müslüman bir kimse Kur’an’ı okuduğu
ve imanını muhafaza ettiği müddetçe asla “Hilâfet yeniden kurulacak mı?”
diye bir soru sormaz. Aksine “Hilâfet ne zaman yeniden kurulacak?”
sorusunu sorar. Allah Subhanehû ve Teâlâ şöyle
buyuruyor:
وَعَدَ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا مِنكُمْ
وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَيَسْتَخْلِفَنَّهُم فِي الأَرْضِ كَمَا اسْتَخْلَفَ
الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ وَلَيُمَكِّنَنَّ لَهُمْ دِينَهُمُ الَّذِي ارْتَضَى
لَهُمْ وَلَيُبَدِّلَنَّهُم مِّن بَعْدِ خَوْفِهِمْ أَمْنًا يَعْبُدُونَنِي لا
يُشْرِكُونَ بِي شَيْئًا وَمَن كَفَرَ بَعْدَ ذَلِكَ فَأُولَئِكَ هُمُ الْفَاسِقُونَ
“Allah iman edip salih amel işleyenlere
kendilerinden öncekileri yeryüzünde iktidar yaptığı gibi kendilerini de
yeryüzünde iktidar yapacağını vadetti…” Ve efendimiz Muhammed SallAllahu
Aleyhi ve Sellem Hilâfet’in kaldırılacağını söyledikten sonra şöyle
buyurdu:
ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةٌ عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ
“Sonra Nübbüvvet minhacı üzere HİLAFET
olacaktır.”
Dolayısıyla Allah’a ve Rasulü’ne
iman eden kimse için ancak tek bir soru söz konusudur: “Ne zaman?”
Ne zaman Hilâfet geri gelecek?
Bu soruya verilecek doğru cevabı
anlayabilmek için Allah Rasulü’nün sözünü “Hesap (Kıyamet) günü ne zaman
gelecek?” sorusu ile kesen adamın kıssasına göz atmak gerekir. Adam bu
soruyu sorunca Allah Rasulü konuşmaya devam etti. Adam ikinci sefer tekrar
sordu. Ve üçüncü sefer tekrar sordu. En sonunda Efendimiz Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle
cevapladı: “Hesap günü gelecek, fakat sen o gün için ne hazırladın?”
Değerli kardeşlerim, dünyanın
neresinde yaşıyor olursak olalım, kendimize sormamız gereken gerçek soru budur.
Kur’an’ın hayatımızda uygulanması
ve bunu uygulayacak yönetimin ikame edilmesi için biz ne yaptık?
Bana konuşmam için 8 dakika sürem
olduğunu söylediler. Maalesef 8 dakika bu konu ile alakalı kalbimde olanları
size aktarmak için çok yetersiz bir süre.
Fakat muhakkak ki Hilâfet’in
yeniden kurulması için çalışıp çalışmamak konusunda karar vermek için de çok
uzun bir süre. Zira bunun gerekliliği açıktır.
Bu dünya hayatı sıcak, kurak bir
yaz gününde toprağa düşen bir damla suyun hayatından daha kısadır.
8 dakika, sadece tarihin akışını
değil ahiretimizi de etkileyecek bir tavrı ortaya koymak için bir süre.
Ve hayatımız verdiğimiz kararlar ve
yaptığımız tercihlerden ibaret değilse nedir?
Buhari’de rivayet edilen bir
hadiste Sahabi’den İbn-i Mesud bir defasında şöyle dedi:
“Mikdad bin Esved’in bir vakıasına
şahit oldum ki hayatımda hiç bir şey bana bundan daha sevimli gelmemiştir.
Allah RasulÜ “Allah’ın gazabı müşriklerin üzerinde olsun.” Diye dua ederken
Mikdad RadiyAllahu Anh geldi ve şöyle dedi: Ey Allah’ın Rasulü: Bizler
İsrailoğulları’nın Musa Aleyhi’s Selam’a dediği gibi “Ey Musa, sen ve Rabbin
gidin savaşın.” demeyiz. Fakat biz senin sağında, solunda, önünde ve arkanda
savaşacağız. Ben o gün Allah Rasulü’nün suratının Mikdad’ın bu sözlerinden
dolayı mutlulukla parladığını gördüm.”
Bugün, fikirler ve düşünceler
arasında devam eden bir savaş var. Kalplerde ve akıllarda bir savaş var.
Hak ve batıl arasında bir savaş…
Tarafınızı seçmeyecek misiniz?
Hakkı söyleyen dilinizle ve yazan
kaleminizle kendinizi bu mücadelenin içerisine atmayacak mısınız?
Kardeşleriniz arasında bu
mücadeleyi ortaya koyan samimi kimselerin safına katılmayacak mısınız?
Eğer katılırsanız, bu duruşu
gösterirseniz, bu şu kısacık hayatınızda gösterdiğiniz en önemli tavır
olacaktır ve bu durum siz bu dünyadan göçseniz de kalıcı olacaktır.
Aynen sıcak ve kurak bir yaz
gününde toprağa düşüp kaybolan fakat toprağı yeniden canlandıran bir damla suyun
misali gibi…
Allah Rasulü SallAllahu Aleyhi ve Sellem’i
tebessüm ettiren ve Allah’ı razı eden bir duruş…
Ümmetin samimi evlatlarının arasına
siz de katılın.
Rasul’ün ve Sahabe’nin uğrunda
bedel ödedikleri bu davette onlara katılın.
Bu daveti her yönden koruyun. Allah
Rasulü ve Sahabe’nin ortaya koyduğu gayret ve kararlılıkla onu kaldırın ve
taşıyın.
Böylece Allah Subhanehû ve Teâlâ da sizin Cennet’teki mertebenizi yükseltsin.
Ve gelecek nesillerin size
imreneceği bir fırsatı size verdiği için Allah’a şükrediciler olun.
Benim 8 dakika sona erdi. Ve sizin
de 8 dakikanız sona erdi.
Allah Subhanehû ve Teâlâ şöyle
buyurmaktadır:
وَقُلِ اعْمَلُوا فَسَيَرَى اللَّهُ عَمَلَكُمْ وَرَسُولُهُ
وَالْمُؤْمِنُونَ
“De ki: Çalışın! Çalışmanızı Allah
da Rasulü de ve müminler de göreceklerdir.” Tevbe Suresi 105
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış